Rus Edebiyatı Denemesi

Thursday, February 23, 2012


Igor Vasilyevic ansızın bir mesaj ile uyandı. Mesaja bakmadan evvel, yastığının yanında yer alan perdeyi araladı. Petersburg'un kasvetli havası hala dışarıda etkin halde idi. Fazla uyumuş olamazdı. Ve evde 1 gün evvel arkadaşlarıyla yaptığı sucuk partisi sebebiyle, ev sucuk kokuyordu. Kangal sucuk. Derin bir iç çekip, telefonundaki mesajı okumak için telefonu eli ile kavradı. Mesaj 2 aylık sevgilisi Marfa Petrovna'dandı. Mesajda, "ya uf sacmlama bn sna dger vriyorm." yazılıydı. Sevgilisi ile tartışmasını anımsadıktan sonra, 'tavır yaptığımı anlasın' düşüncesi ile mesaja cevap vermedi. Kafasını tekrardan yastığa koyup odayı izlemeye koyuldu. Bu esnada odayı anlatmak lazım: küçük bir odada salonun ortasında Türk işi halının üzerinde büyükçe bir semaver, semavere biraz uzaklıkta bir yatak, yatağın yanında bir sandalye ve masa, duvarda ise eski bir ikon bulunmaktaydı. Igor her zaman soylediği, "tek lüksüm çayım.." gibi, tek değer verdiği şey semaveriydi.
Üzerindeki battaniyeyi vücudundan atar atmaz, kapı önünde duran redingotunu giydi ve 2 verst uzaklıktaki Neva nehrine doğru yola koyuldu. Evden ne denli bu kadar acele cıktığını bilmiyordu.
Bildiği tek şey o odadan bir an önce kurtulmaktı. Apartmanın dış kapısını açmadan evvel, apartmanın kapıcısı Zosimov ile karşılaştı. Zosimov, Igor'u tedirgin gördü, ve yanına yaklaştı. "aidat parasını hala odemediniz hacı dayı!" dedi. Igor, kapıcıyı görmezden gelerek -daha dogrusu iteleyerek- apartmandan kaçarcasına orayı terk etti. Neden böyle tedirgin oldugunu bilmiyordu. Zosimov arkasından, Igor’a bakakaldı, “ancuk herifff.” dedi.

Neva nehrine doğru yola koyuldu. Neva nehrine giden bir arabacı görüp, arabasına atladı. Arabacı fiziksel olarak fazlasıyla tıknaz ve laubali idi. Arabacı, “yaw bu memlekette kimse araba kullanmasını bilmiyor kardeş, önümüzdeki ata baksana, bu benim olsa var yaa duman ederim burayı duman!” diye söyleniyordu. Tabi Igor buna cevap vermedi. Çünkü zamanında 25 can, ve köyü olan birisi arabacılarla laubali olmamalıydı. Şimdi parası yoktu evet, ama vaktinde olması yetmez miydi soylu olması için?

Cep telefonuna bir mesaj daha geldi, yine Marfa Petrovnadan’dı. “ya slakmısın sen, trip atmlar flan. Sna söyldigm gbi Aleksey bnim sdece arkdasm. Hem ne olmş yni bi cafede otrduysak.. .s .s” dedi. Igor, Aleksey ismini duyduktan sonra daha kötü oldu, belli ki sara nöbeti yakındı. Igor hiddetle şöyle cevap verdi, “o adamı istmyorm anlamyomsun, sna deflarca söylmeme rağmn hla o admla knoşyosn ne dyim sna artk. Şimdi artk snde hrkes gbisn..” derken, Neva nehrine vardığını gördü.

Arabacıya 5 rublecik para ödedikten sonra, Neva nehrine doğru ilerlemeye koyuldu. Etrafında altın yaldızlı üniformalı sert yüzlü albaylar vardı. Canı sıkıldı. Yerden bir taş aldı, Neva nehrine attı. 3 sektirdi. Üzüldü.
-
Şu Sosyal Platformlarda Paylaş :

4 yorum:

Ihlaylamur said...

Baglama seklin harika gercekten :D

Mert Doğan said...

teşekkürler :D

Biyolojikanne said...

Bi Anna Karanina etkisi yaratmamışsa da Savaş ve Barış için yarışır doğrusu:))

Mert Doğan said...

öhöm. Tolstoy'u döverim!

Post a Comment

 
© Copyright 2014 Mert'in bir şeyleri All Rights Reserved.